ISSIZ KADIN
  DENEME 2
 

Şimdi dilimde bir şarkı var beni anlatan, beni okuyan beste, beste aşk kokan bu şarkı şefaat gibi üzerime inerken etraf kapkaranlık olur içim aydınlık, içimin aydınlığı aydınlatır her yeri; gece ay gibi gündüz güneş gibi… Bir gülün inceliğinde ve narinliğinde yüreğim, daha yeni açan gonca yaprağıma zade vurdular yaprağım boynunu büktü taki bülbülü gelip teselli edene kadar. Bülbülün musikisi can verdi güle gül yaprağını kaldırdı, gül gözlerini açtı etrafına bir bakış baktı ki gözleri kendini dirilten o eşsiz sesi, besteyi aradı. Sarhoş gözleri en nihayet onda takıldı kaldı. Bülbülü buldu bulmasına ama gecikmişti işte hazan geldi çattı ayrılık besteleri okunmaya başlamıştı. Gül perişan ama bir o kadar da mağrurdu. Kalmak hep onun yanında kalmak istedi ama heyhat hazan mevsimi gelmişti bile veda zamanı gelmişti. O anda gül lanet ediyordu hazana, ayrılığa, bitmesin Allah’ım bitmesin diyebildi sadece ve hazan mevsiminin acımasız sillesiyle büktü boynunu, düştü güz yaprağı toprağa gülün; bülbül perişan, gül perişan ve bülbül daha fazla dayanamadı; gözünden bir damla yaş akıttı gül için ama gül bülbülün ağladığında öleceğini bilmiyordu. Bülbüle düşen ölüm gülün alın yazısı oldu ve bir daha açmamaya ant içerek kendini hazanın güçlü rüzgârına bıraktı uçtu, savruldu gitti! Kavuşmadan biten özlem, yanmadan sönen ateş oldu onlar…
 

 
  Bugün 2 ziyaretçi (19 klik) kişi burdaydı! http://www.thinkgeek.com/images/blog/icon_facebook.gifFacebook'ta Paylaş  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol